Ana sayfa Oyuncu Biyografileri Ufuk Özkan Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

Ufuk Özkan Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

tarafından ker_def

Ufuk Özkan, 11 Nisan 1975 tarihinde Almanya’da doğmuştur. Türk dizi, sinema, tiyatro oyuncusu ve sunucu.

Adı: Ufuk Özkan
Doğum Tarihi: 11 Nisan 1975
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.82 m.
Kilosu: 75 kilo
Burcu: Koç
Göz Rengi: Açık Kahverengi
Saç Rengi: Siyah
Eşi: Nazan Güneş Özkan
Çocuğu: Eren Özkan
Kardeşleri: 2 kardeşi var.
Instagram: https://www.instagram.com/ufukozkan1975/

Ailesi: Almanya, Jugenheim, Seeheim’de doğdu. Aslen Samsun’un Tekkeköy ilçesinin Hamzalı Köyünden. 12 yaşında ailesiyle beraber Türkiye’yedöndü. 2005 yılında dansçı Nazan Güneş ile evlendi. Çiftin Eren adında bir oğlu var. “Babam; ‘Nasıl bir ev olursa olsun, gecekondu da olabilir malikanede, o dört duvarın içerisi emin olun dışarıdan çok daha sıcak, çok daha güvenli, çok daha samimidir’ derdi. Hakikaten de öyle. Biz Almanya’da üç katlı bir apartmanda kuzenlerimiz, teyzelerimiz, amcalarımızla birlikte kalabalık bir aile olarak yaşıyorduk. Hayatımın en güzel anıları, çocukluk anılarımdır mesela. Şimdiki çocuklarda o yok. Okula servisle gidiliyor, servisle geliniyor. Kapıdan alıyorsun, eve sokuyorsun.”

Çocukluk yılları: 12 yaşındayken Almanya’dan Türkiye’ye döndüğünde uyum sorunu yaşadı, Türkçesi de yetersiz olduğu için sosyal hayata adapte olmakta zorlandı. “Biz üç kardeşiz. Ortanca kardeşim okula Türkiye’de başlasın diye ailem onu buraya, teyzemlerin yanına gönderdi. Tabii onlar çocuk hasretine, biz de kardeş hasretine dayanamadık. ‘Hadi gidelim’ dendi.  Türkçe biliyordum ama araya bir sürü Almanca kelime serpiştiriyordum. Büyük travma yaşadım o yüzden. Bugün bu mesleği yapmana sebep olan şeydir Türkçemin yetersizliği. Akranlarımla sosyal hayatta adaptasyon problemi yaşamaya başladım. Onlarla anlaşamıyordum, dışlıyorlardı. Bir anda çok içine kapanık bir çocuk olmaya başladım.”

Eğitim hayatı: Samsun Belediye Konservatuvarı ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konsevatuvarı Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu.

Oyunculuğa nasıl başladı? Türkiye’ye döndükten sonra adaptasyon problemi yaşadığı için ailesi onu tiyatroya yönlendirdi.  “Samsun Belediye Konservatuvarı’nın genel sanat yönetmeni akrabamızdı. Büyüklerimiz konuşmuş, o da ‘Misafir öğrenci olarak gelsin’ demiş. 13-14 yaşındaydım, gittim. Sonra sahneye çıkmaya başladım. Orada alkışı duydum. Çok hoşuma gitti. Kendimi bir anda güçlü hissetmeye başladım. İçine kapanıklığı, özgüven eksikliğini orada giderdim. Müşfik Kenter “Kuva-yi Milliye” isimli oyunu oynamak için Samsun’a gelmişti. Oyun bittikten sonra kuliste konuştuk ve başımı okşayarak bana ‘Büyüyünce ne olmak istiyorsun?’ diye sordu. Ben de ‘Sizin gibi alkışlanmak istiyorum’ cevabını vermiştim. O gün oyuncu olmaya karar verdim. Alkışlanma duygusu, sahnede olmak bana tıpkı ‘Alice Harikalar Diyarında’ hissi vermişti. Tesadüftür ki, yıllar sonra ablasının öğrencisi oldum. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Bölümü’nü 2. girişimde kazandım.  Konservatuvar sınavını kazanınca Çırağan Sarayı’daki bellboyluk görevimden istifa ettim ve öğrencilik hayatım başladı. Üç ay sonra “Mavi Kart” aldım, öğrenciliğin ne demek olduğunu da işte o zaman anladım. Bellboy olarak çalıştığımda iyi paralar kazanıyordum çünkü. 17- 18 yaşımda bir doktorun aldığı parayı alıyordum. Ama benim için paradan çok hayalimi gerçekleştirmek önemliydi. Hayallerimin peşinden gittim ama dört sene rötarla gittim. Ondan sonra Şehir Tiyatrosu’nda çalıştım. Konservatuardaki arkadaşlarımla beraber Tiyatro Kılçık isminde bir kabare grubu kurduk. 7 sene orada oyunculuk yaptım. Asuman Dabak Tiyatrosu’nda 4 sezon kadar çalıştım. Televizyonda da birçok işler yaptım.

Hayatının dönüm noktası: Kariyerindeki  kırılma noktasını ‘Geniş Aile’ dizisi olarak görüyor. “Aslında 13 bölüm için anlaşmıştık. Çünkü BKM’nin ‘Benim Annem Bir Melek’ dizisinde oynuyordum. O dizi sezon arası verince Necati Abi’ye (Akpınar) telefon açtım ‘Yaz dizisi var’ diye. ‘Tamam’ dedi. İlk başladığımda benim dizide iki repliğim vardı. Arta arta yüzde 70 oldu. Ve dizi tuttu. Reytingler çok iyi. Ama bir yandan yeni sezon geldi, ‘Benim Annem Bir Melek’ başlayacak. Necati Abi’yi aradım, ‘Abi ne yapacağım?’ diye sordum. ‘Oğlum bu dünya kupası gibidir, dört yılda bir gelir, herkese de gelmez. Sen ‘Geniş Aile’de devam et’ dedi. Başkası olsa adım kadar eminim ‘Sözleşmem var’ der, keser atardı. O yapmadı, destek oldu. Ondan sonra hayat standardım yükseldi. Evliliğimin ilk yıllarında maddi olarak zorlanmıştım. Bizim sektörde bir iş biter, belki diğer iş bir sene sonra gelir. Bir de tanınmıyorsan, ünlü değilsen aylarca beklersin. Ben de çok zorluklar yaşadım zamanında. Bakkala görünmemek için arka yoldan gittiğim oldu. Hatta Allah affetsin bir gün sete gitmek için halk otobüsüne şimdiki parayla 25 kuruş eksik verip geçmiştim. Çok yürüyerek gittim mesela. Ama ayakta durduk.”

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 1995 yılında ‘Çiçek Taksi’ dizisiyle başladı.

Hangi proje ile parladı? ‘Emret Komutanım’ dizisinde canlandırdığı ‘Terliksi Vedat Yemişçi’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Kişilik özellikleri: Hırslı, disiplinli, çalışkan, enerjik, esprili. “Ukalalık ve özgüveni birbirinden ayıran, çalışkan, çalışmayı çok seven, mesleğine âşık, sakin ve çok büyük hedefleri olmayan biriyim. Sorumluluklarım çerçevesinde hayatı alaya almayı severim. Karadenizliyim, çabuk parlarım. Çok disiplinliyimdir. Asla ezbersiz hareket etmem.”

Sosyal: İşten arta kalan ender zamanlarında eşi ve oğluyla vakit geçirmeye özen gösteriyor. Oğlunun eğleneceği oyun alanlarına ve ailecek yemeğe gitmeyi seviyorlar.

Unutamadığı anısı: İlkokulda ve üniversite yıllarında hocaları ile yaşadığı anılarını unutamıyor. “İlkokul 5’teki Muazzez öğretmenimi unutamam. Okulun ilk günü kafamda cetvel kırmıştı. Çok yaramaz ve zapt edilemeyen bir öğrenciydim. Türkçemin de yetersizliğinden dolayı benimle çok uğraştı, beni çok törpüledi Muazzez öğretmenim. Bir diğer unutamadığım Hocam da Yıldız Kenter. Onun mezun ettiği son öğrencilerdik. Bizi mezun ettikten sonra emekliye ayrıldı. Hocalarının hocasının da benim hocam olması muhteşem bir şeydi.

Düşünce yapısı: Empati kurmaya çok önem veriyor. “Konservatuvarda Yıldız Kenter Hocam bize ‘Sokağa çıkın, yoldan geçen insanları izleyin’ ya da ‘Ne izliyorsanız, ne okuyorsanız, sizden sadece oradaki insanların yerine kendinizi koymanızı istiyorum’ derdi. Sonra izlediğim her filmde, okuduğum her kitapta ‘Ben bu adamın yerinde olsaydım’ diye düşünmeye başladım. Ailemin içerisinde yaşanan bir olayda kendimi annemin, babamın, kardeşimin yerine koydum. Ve baktım ki hoca bize çok büyük bir anahtar vermiş. Bizim mesleğimiz de bu; bir başkasını oynuyoruz hep.”

İlk sinema filmi: Mustafa Altıoklar/ Beyza’nın Kadınları

Hayata bakışı: “Duamı dürüst dilerim her zaman. ‘Önemli olan yere düşmek değil, bir kez daha ayağa kalkmaktır’ demişler. Böyle lafları severim. Gece en karanlık olduktan sonra gün doğar. Önce en karanlık olur, sonra gün olmaya başlar. Sabretmek, dua etmek lazım.  Şans da çok önemli. Ben aslında işkoliğim. Her sene bir hafta hiçbir şey yapmayayım, TV karşısında ayaklarımı uzatayım istiyorum ama ikinci günden sonra kurtlanıyorum. Başlıyorum evde dolanmaya. Mesela tatile gittiğimizde, Allah affetsin, üçüncü gün güneşten de, denizden de sıkılıyorum. Beden artık o kadar çalışmaya alışmış ki, onun tam tersi bir şey yaptığım zaman beyin ‘Dur abi, sen bizi böyle alıştırmadın’ diyor. Çok şükür işler de geliyor. Ne mutlu.”

İş hayatına bakışı: İşini çok seviyor, mesleğini eğlenerek yapıyor. “Ben yaptığım işte çok mutluyum, çok eğleniyorum. İşime de çok yansıyor bu. Herkes ‘Komedi oynamak sizin üzerinize yapışır mı?’  diye soruyor. Ben buna çok inanmıyorum. Sonuçta bu bir popüler kültür. İzliyorsun, eğleniyorsun, gülüyorsun sonra da çöpe atıyorsun. Sinema çok daha başka bir şey. 13 sene boyunca tiyatro yaptım. Özellikle turne yolculuklarından dolayı bıraktım. Bir uçaktan inip orada oyunu oynamak, sonrasında başka bir uçağa binip başka bir yerde oyun oynamak çok yorucuydu. Bir sene bu işi yapmadım. Ama yavaş yavaş tiyatroyla ilgili kaşıntılar başladı.  Tabii ki doğru projede çok önemli. Benim düsturum, mesleğime duyduğum aşk, disiplin, sokakta karşılaştığım her insana gösterdiğim alaka, samimiyet ve bu sektörü gözümde büyütmemek.”

Kariyer planı: Bir dram projesiyle  izleyicilerin karşısına çıkıp, seyircinin, ‘Aaaa bu çocuk sadece güldürmüyormuş, bunu da iyi becerebiliyormuş’ demesini istiyor. “İzleyicinin bu şekilde düşünmesi bir oyuncu olarak beni gururlandırır.  Cem Yılmaz’la birlikte herhangi bir projenin içinde yer almak çok isterdim. Bu isteğimle ilgili bir iletişimimiz olmadı ama tanışıyoruz. Onun kafasının içinden geçen her şey beni çok güldürüyor. Onun bir projesinde olmayı çok isterim. Bu meslekte komedi dram diye bir ayırım yoktur bence oyuncu için. Çünkü komedinin içinde de dram vardır ya da tam tersi. Televizyon sektörü için söylüyorum. İnsanlar sizi nasıl sevdiyse benimsediyse aynı rollerde görmek ister. Evet! Komedi işleri geliyor. Mutsuz insanları güldürmek son zamanlarda paha biçilemez değerde.”

Gelecek Hayali: Çok büyük hayalleri yok. “ Mesela, günün birinde Oscar almak gibi bir hayalim yok. Her zaman başarılı işlere imza atmak ve bir önce yaptığım işte elde ettiğim başarının tesadüf olmadığını kanıtlamak istiyorum. Onurlu, dürüst, gururlanacağım bir evlat yetiştirmek de bir diğer hedefim.”

Oyuncu olmak isteyenlere tavsiyesi: Mektepli olmanın çok iyi oyuncu olduğunuz anlamına gelmeyeceğini düşünüyor. “Eğer siz de iyi bir malzeme yoksa dünyanın en iyi tiyatro hocalarından eğitim alsanız, konservatuvar bitirseniz nafile. Ama eğer siz de malzeme iyiyse hocalarınız sizi yoğurup daha iyi hale getirebilir. Çok çalışırsanız, hedeflerinizin peşini bırakmazsanız, eninde sonunda kazanırsınız. Çok istemek, çok gözlemlemek, çok okumak gerekiyor. Tiyatro oyunu ve film izlemek de bu meslekte kendini geliştirmek için çok önemli. Tabii tüm bunların yanında şansınız olmalı. Yüzde 50 de şans faktörü var. Verilen şansları iyi değerlendirmek gerekiyor. Allah’a şükür ben bana sunulan şansları iyi değerlendirdim. ‘Benim Annem Bir Melek’ dizisinin ilk bölümünde sahne sayım sadece bir taneydi. İkinci bölüm iki tane oldu, derken her bölümde sahne sayım arttı. Öyle ki, dizinin yüzde 60’ına yakın yerinde vardım. Dolayısıyla oyuncunun kendini kabul ettirmesi ve öne çıkması kendi elinde.  Performansın iyiyse bunu senarist, yapımcı ve seyirci görüyor.

TELEVİZYON DİZİLERİ

2017/2020 – Kalk Gidelim / Seyfettin Dal

2016/2017 – Hayat Bazen Tatlıdır / Şerif Alkan

2016 – Aile İşi / Hakan

2012 /2015 – Zengin Kız Fakir Oğlan / Nurhan

2012 – Türkün Uzayla İmtihanı / Fatih Yıldırım

2009/2011 – Geniş Aile / Cevahir

2008 – Cesaretin Var mı Aşka / Şeref

2008/2009- Benim Annem Bir Melek / Artiz

2007 – Güzel Günler / Şenol

2007 – Ayda / Nuri

2006 – Kızlar Yurdu / Er Vedat Yemişçi

2005/2007 – Emret Komutanım / Terliksi Vedat Yemişci

2004 – Bütün Çocuklarım / Oğul Kıroğlu

2003 – Ölümsüz Aşk / Özgür

2002 – Çekirdek Aile

2001 – Tatlı Hayat / Psikiyatr Ergun Kuzgun

1995 – Çiçek Taksi / Cemil Yıldız – Mühittin

SİNEMA FİLMLERİ

2019 – Geniş Aile Komşu Kızı / Cevahir Kirişçi

2018 – Milyonluk Kuş

2016 – Sen Sağ Ben Selamet / Sansar

2016 – Güzel İkili

2016 – Geniş Aile 2: Her Türlü / Cevahir Kirişçi

2015 – Geniş Aile: Yapıştır / Cevahir Kirişçi

2012 – N’apcaz Şimdi? / Toygar

2010 – Pak Panter / PP7

2009 – SüpüRRR / Şuşu

2007– Emret Komutanım: Şah Mat / Terliksi Vedat)

2005 – Beyza’nın Kadınları

TİYATRO OYUNLARI  

2009-  Vanilyalı İlişkiler / Asuman Dabak Tiyatrosu

2007- Şahane Düğün / Asuman Dabak Tiyatrosu

2006- Bu Oyun Başka Oyun  / Asuman Dabak Tiyatrosu

2005-Papaz Kaçtı  /  Asuman Dabak Tiyatrosu

2005-Ayşegül Hindistanda / Tiyatro Kılçık

2002- Lüküs Hayat

2002- Sarı Pınar 1914  / İstanbul Şehir Tiyatrosu

2001-Pembe Konağın Gelinleri  / İstanbul Şehir Tiyatrosu

ÖDÜLLERİ

2010 – 1. İsmail Cem Televizyon Ödülleri / Komedi Dalında En İyi Erkek Oyuncu / Geniş Aile

2010 – 37. Altın Kelebek TV Yıldızları Ödülleri /  Komedi Dalında En İyi Erkek Oyuncu / Geniş Aile