Milliyet Blog’dan Anibal Güleroğlu’nun yazısı:
Yeni Dizilere Ne Oluyor?
‘Tatlı suyun başı kalabalık olur’ demiş Hz. Mevlana… Nasıl ki, insanların az çaba harcamayla tatlı kazanç sağlatan işlere yönelmeleri de bu hesap. Hani neredeyse eline ufak bir kamera geçirenin film çeker hale geldiği sinema sektöründeki dizi bozması alaminüt film bolluğu bir yana… Yurt dışı satışların artışıyla övünmekle birlikte, esasında uzun vadeli başarı ve hakiki kalite sunan işler üretme açısından övünülecek bir tablo yansıtamayan dizi dünyamızda da herkes küpünü tatlı suyla doldurma hevesinde.
Lakin bu heves her daim verimli sonuçlar doğurmayabiliyor. Zira tatlı suyun başı hayli kalabalık neticede! Daha da önemlisi suyun başını tutmak isteyenler, bu kalabalıkta yer edinmeye çalışırken öylesine çabucak küplerini doldurma telaşına kapılıyorlar ki, ellerindeki malzemenin yani senaryoların deliği-çatlağı var mı diye hiç bakmıyorlar. Hal böyle olunca da tatlı sudan nasiplenme hevesi boşa çıkıveriyor bir çırpıda.
Diyeceğim o ki; Tatlı suyun varlığı bundan nasiplenmeye niyetlenenler tarafından fazlasıyla önemsendiğinden, bu iştah kabartan süreçte eldeki araçların nitelikleri tamamen gözden kaçırılıyor. Hasbelkader yaratılan bir senaryo ve ünlü isimlerle işi yürütme kolaycılığı da, delik kapla küp doldurma çabasına dönüşüveriyor bir anda. Dolayısıyla böylesi bir dizi kotarma ortamında göz göre göre hayal kırıklığı yaşamamak için hüsranları anımsayıp ‘Yeni dizilere ne oluyor’ diye sorgulamak kaçınılmaz hal alıyor.
(analizin devamı için sonraki sayfa linkine tıklayınız)