“Gördüğünüz fotoğrafta Ertuğrul birkaç Tapınak Şövalyesine haddini bildiriyor. Bu tarz fotoğraflar bulmak hiç de zor değil çünkü her bölümde aynısını yapıyor. 13. yüzyılda Avrupa’da bir yer varmış ve sırf Ertuğrul dövsün diye seri Tapınak Şövalyesi üretiyormuş gibi. Diğer Netflix dizileri gibi kan gövdeyi götürmüyor. Şiddet her türlü şiddet ama kan gözükmüyor. Genelde Hristiyanlar kılıçlarını kaldırıyorlar, daha saldıramadan yere seriliyorlar. Yani zincir zırh görünüşe bakılırsa pek de işlevli değilmiş.”
“Çıplaklık yok ama sorun değil”
“Dizide çıplaklık ya da seks sahnesi yok. 50 yaşına geldiğinizde ve testosteron oranınız dipleri gördüğünde Westworld ya da Game of Thrones gibi dizilerdeki çıplaklık tahmin edebileceğinizden daha çok sorun yaratıyor. Dikkatinizi dağıtıyor. Ertuğrul’da böyle şeyler için endişelenmenize gerek yok. Gördüğünüz tek öpücük elin öpülmesi. Kadınların nesneleştirilmediğini iddia etmiyorum. Sadece kıyafetleriyle nesneleştiriliyorlar.”
“Diziyi maraton gibi izlemekte yeni bir seviye”
“İlk sezonun 76 bölümünü de izledim. Her biri yaklaşık 40 dakika sürüyor. Bu da toplamda 50 saat demek. O 50 saatte bir iki kelime Türkçe kapmışımdır diye düşünüyorsunuz ama daha bir diğerinin ismini nasıl telaffuz ediyor anlamıyorum bile. ‘Bey’ kelimesini duyunca anlıyorum. ‘Bey’, bir hükümdara ya da şefe hitap şekli. Dizideki her adama bir noktada ‘Bey’ diye sesleniliyor.