Gupse Özay, “Çekimlerde çok eğlendik” demiş. Sizin için nasıldı o süreç?
B. G.: Çok keyifliydi. İlk karşılaştığımda yönetmenimiz Kıvanç’a, (Baruönü) “Seninle çalışmayı çok istiyordum” dedim. Romantik komedide, ekibin anlaşması, doğaçlamaya müsait olması ve yönetmenin bunlara izin veriyor olması önemli. Biz kendi aramızda ne kadar eğlenirsek, iyi anlaşırsak, sahne de o kadar iyi çıkıyor.
Filmde biriniz abla, biriniz görümce mağdurunu canlandırıyorsunuz…
B. G.: Ahmet mimar. Hayatı boyunca ablasının boyundurluğunda yaşamış. Artık kendi ayaklarının üzerinde durmak, aşık olmak ve evlenmek istiyor. Ablası da onu kaybedeceğini düşünüyor ve mücadele başlıyor.
E. E.: Deniz, Reklam ajansında çalışıyor. İç dünyası huzurlu, görümceye bile iyi yaklaşmaya çalışan bir kız. Bizim filmimiz görümcenin yaptıklarını destekleyen görüşte değil, “Bu kadar da yapmasa mıydı?” duygusu veriyor… Böyle bir düşmanlığın yersiz olduğunu eleştiriyoruz. Ama bunu çok eğlenceli bir şekilde yapıyoruz. Sevecekleri ve kendilerinden bir şeyler görecekleri güzel bir film oldu.