Zamanında bir adamı sevip daha kendine bile itiraf edemeyen, doğum günü hediyesi için sahaf sahaf dolaşan, parası çıkışmadığı için de onca rafı temizleyip düzenleyen Defne’lerden sonra yine sahaf sahaf dolaşıp bir koleksiyoncuya yolu düşen, orada terslendikten sonra o etkileyici üslubuyla adamı bile şaşırtan, hatta sırf kitap için adamın kızına bir ayakkabı tasarlamayı kabul eden (ki umarım bu kız küçük bir çocuktur) Ömer hiçbir şey söylemeden anlattı “onun için Albertine” olmuş Defne’sini. Ben sevdiği insanın adını söylerken bu kadar mutlu olan, sadece adını söylerken “Seviyorum!” diye haykıran başka bir insan daha görmedim, Barış Arduç’un oyunculuğuna şapka çıkartıyorum. Ömer Defne’sine kitap alırken “ikinci şans” da gerçek sahibini buldu. Tabi Defne ayakkabının adını öğrenene kadar. Passionis çalışanlarının dedikoducu yanını çok kez yerdim ama arada işe de yarıyor. Ömer’e Defne’nin ayakkabıyı giydiğini söylediğinde “Defne, BENİM..bizim Defne” diyor evet bebeğim çekinme boşuna bağırarak söyle BENİM DEFNE’M diye. İtirazı olan mı var?
Kiralık Aşk, uçurumun kenarında
429
Önceki gönderi