Şu şirket partileri de olmasa derken Ömer’in partiye girişiyle iki kat elitizm kazandırmasını izliyorum. O müzik nedir? Siz bizi öldürmeye mi çalışıyorsunuz? Bu elinden tutup çekerek götürmeler bana başka şeyler hatırlatıyor da neyse. Bu hediye olayını Defne burada da çözemedi, saf bu kız ya. Catering işine giren Defne’ler değil de şaşırıp sorunca onu başıyla onaylayan Ömer’i de kaldırın gözümün önünden yoksa bu yazı bitmeyecek. Sevdiğinin beline sıkı sıkı sarılıp “Gidemezsin dedim,” diyen Ömer’ler forever ,”Ömer bitti,” diyen Defne’ler out. Zaten bakmadan söylemek kolay. Ömer de biliyor bunu fakat o tişört mevzusunu bu şekilde yüzüne vuruşuna ben bile kızdım. Defne gider ve akbabalar üşüşür. O sahnedeki “gak” sesini bir ben duyduysam bilin ki deliriyorum. Ömer’ler evinde Defne’siyle yaptığı tabloya bakarak, geçmişi düşünerek kendini kahretsin, Defne’ler lunaparklara gidip eğlencenin dibine vursun; oh ne ala memleket. Yok efendim atlıkarıncalar, pamuk şekerler, çarpışan arabalar; zaten o koca ayı da neye imaysa artık üstüne bir de tatlıcı kaçamağı. “Bütün kurallara uyarsak bütün eğlenceyi kaçırır”mışız, Pamir Bey diyor. Demek Pamir önceki hayatında kapı kilidi falanmış, o kart numaraları oradan; yani on saniyede kilidi açmasının başka açıklaması yok. Hayır içeri girdiniz madem, parayı bırakın alın çıkın, içerde yemek ne mana? Hani haberi olsa Ömer aradı diyeceğim polisi o derece. Pardon yeri gelmişken bir de serzenişte bulunacağım; Ben, hatta bütün Kiralık’çılar tam 56 bölümdür DefÖm lunaparka gitsin diye bekliyoruz, açılar şahane, her şey çok güzel uyarlanmış, sahneler yıkılıyor, bir dakika bir şey eksik: Ömer! Bu kadar da dışlanmaz ki benim kömür gözlüm. Sen o kadar sev kızı, başkası lunaparka götürsün aşk olsun yani.Tamam kabul Defne’nin komiserle konuştuğu sahnede neredeyse gülmekten yere yuvarlanacaktım ama konumuz bu değil. (Yazar burada kendini yumuşatmamaya çalışıyor.)