İso’dan ya da mahalleden pek konuşasım yok aslında ama bir iki kelam edeyim. İso yüksek duvarlar örmüş Ömer’e karşı ama aşk için kendine yakışmayanı ya da yapmak istemediğin bir şeyi nasıl yapabileceğini deneyimleyecek Ayşegül ile ve bunu sabırsızlıkla bekliyorum ki Defo’ya karşı gereksiz baskıcı tavrı ortadan kalksın. Herkes seçimlerini kendisi yapar ve kimse kimsenin hüznünü çekmez maalesef; gerçek dost bile olsa sadece omzunda ağlarsın, kimsenin canı seninki kadar yanmaz yani. İso’nun kaygılarını anlayabilirim ama Defne’yi yalancılıkla, bağımlı olamakla suçlamasını, kusura bakmayın kafamda bir yere oturtamıyorum.
Şu hikayede düşünceleri değişmeyen, evrilmeyen sadece tek bir karakter var: Neriman. Beni artık o kadar rahatsız ediyor ki ikiyüzlü tavırları. “Ömer’i çok severim ama onun şu an geri kazanmaya çalıştığı eski kiralık aşkına yeni kiralık aşk tutup ortalığı karıştırırım ama Ömer’i çok seviyorum beni affetsin” net, kısa özet budur. Neriman’ın da Pamir’den yakın zamanda nasibini alacağını umuyorum.