Ana sayfa Dizi Magazin Haberleri Nejat İşler, ‘geçmiş olsun’ lafından artık hiç hoşlanmıyor!

Nejat İşler, ‘geçmiş olsun’ lafından artık hiç hoşlanmıyor!

tarafından ker_def

nejat işler eski işine geri döndü

TEKLİFLERE AÇIĞIZ!

Gelelim Gümüşlükspor bağlantısına. Kitabın geliri, başkanı olduğun bu kulübün harcamaları için kullanılacak. Yeni sezon için ne kadar transfer bütçesi yaptınız? Yani bu kitap en az kaç satsın ki her şeyi karşılasın?

– Çok satması lazım. Zaten telif parasını geçen sezonun primleri ve masrafları için harcadık bile.

Yeni sezon transferleri yapıldı mı?

– Yok hayır ama flört halinde olduğumuz oyuncular var. 25 kişilik bir liste var. Opsiyonlu 25 kişi. Altı mevkiye takviye yapacağız.

Var olan takım korunacak ama değil mi?

– Tabii ki, bırakır mıyız onları! Biz bu sezonki hedeflerimiz için de kurduk geçen sezon bu takımı. Bir üst ligde de başarılı olacağımıza inanıyorum. Kadro alternatifli olsun istiyorum.

Daha çok maç var şimdi önünüzde.

– Evet, şimdi 22 maç oynayacağız. Bu arada yeri gelmişken bir duyuruda bulunayım; forma reklamımız henüz kesinleşmedi. Bizim kulübün genel ilkeleriyle örtüşen, futboldaki ve hayattaki bakışımızla benzerlikler taşıyan herkese kapımız açık. Yani teklifleri bekliyoruz!

Bu sezonki Süper Lig için ne dersin?

– Beşiktaş hak etti. En çok Şenol Hoca için sevindim, Milli Takım’ı ‘Dünya Üçüncüsü’ yaptı, yok giyimi şöyle, yok saçı böyle diye manasızca eleştirlerde bulundular, beğenmemek için bin dereden su getirdiler.

nejatisler1

 

ÇOK ÖZÜR DİLERİM…

Hayat biçimin, zaman zaman magazin basınının malzemesi… Bunu da çoğu kez sana, senin adına iyilik yapıyorlarmış gibi sunuyorlar. Bu konuda neler söylersin?

– “Geçmiş olsun Nejat Bey.” Yaşadığım sağlık problemlerini kast- ediyorlar ama üç yıldır, bu cümle var dillerde. “Geçti, geçti efendim” diyorum, anlatamıyorum. En son bir şey oldu, onu aktarayım: Artık o kadar sıkılmışım ki, birisi geldi “Karım çok üzülüyor” dedi. Ben de dayanamadım, “Çok özür dilerim” dedim ya. “Vallahi billahi başıma gelenlerden dolayı çok özür dilerim. Ama ne yapayım hayat işte” diye de ekledim…

Bu ‘halkımızın tepkisi’, ya basın?

– Ne desem boş… 2014 senesinde google’da en çok aranan isim benmişim. O kadar merak ediliyorum yani. Ne diyeyim ben şimdi? Geçen gece bir yerden çıktım, baktım gazetelere o gece “Sür” demişim “arabayı gazetecilerin üzerine.” Dudak mı okuyorsun ya da okuyorsun bari doğru oku. “Dikkat et” diyorum şoföre, sonra gazetelerde “Sür arabayı üstlerine” diye çıkıyor. Bu arada magazin programlarından annem sayesinde haberim oluyor, o bana benimle ilgili olan biteni naklediyor.

Hedefe konulduğun zaman cevap verme isteği oluyor mu?

– Eskiden çok üzülüyordum. İlk bu tezgâha düştüğümde diyeyim. Şimdi hiç üzülmüyorum demeyeyim de daha çok beni tanıdığını, sevdiğini söyleyen birinin söyledikleri üzüyor. Yani yakından geldi mi çok kötü oluyor. “Ulan sen de mi anlamadın” diyorum, “diğerleri önemli değil ama sen de böyle yaparsan” durumu yani.

Kitabın girişinde Çetin Altan’dan alıntı yapıyorsun. Yazarken ilham kaynağın olan kalemler var mı?

– Cemil Kavukçu’nun öykülerini çok severim. O da böyle yaşamış gibi. Klasikleri söylemeyelim. Kavukçu çok sinematografik yazar. Ben aslında edebiyattan değil sinematografiden etkileniyorum. Kurgu yaptığım zaman da öyle oluyor. Bir şey görüyorum, tık ona göre yazıyorum. Kafamda kurgu yapıyorum, adeta seyredip yazıyorum. Yoksa çekeceğim. Aslında çekmek istiyorum.

Ya umutlu olup olmama meselesi?

– Umut olmasa ölüp gidelim, derim. Sana şöyle bir şey söyleyebilirim; bütün kararlarımı panikle alıyorum. Bu, hastane döneminden kalan bir şey… Bir uyandım abi, “Vay” dedim “hiçbir şeyin farkında değilim”. Oluyor bir şeyler de sen farkında değilsin. Sonra yavaş yavaş kendime geldim. Ölmüşüm ben ya, ölümden dönmüşüm. Ölseydim ne olacaktı? Ne yapmıştım bugüne kadar? Öldüm gittim mesela ben şimdi. O fasılda ne var baktım, hiçbir şey yok. Tamam, çalışmışım etmişim falan ama bana göre hiçbir şey yok. Bir kalktım abi, “Bundan sonra artık kendim için hiçbir şey yapmayacağım ama hiç, hep birileri için yapacağım” dedim.