Miray Daner henüz vatan sevgisini ve bir insana duyulan aşkı harmanlama yollarını bulamayan Hilal’in kararsızlığını ellerimize bırakıyor. Uzun bir yolu var, ruhsal düğümleri bir bölümde çözülemez; şimdilik Hilal’e kırılın ama henüz kızmayın, diyor. Örneğin, “Benim gidecek yerim yok,” diyen Leon’a o kadar sert bakıyor ki gerçekten bir insanı sevmeyen memleket sevmeyi nereden bilecek ne demek anlamamış gözlerinde görüyor ve kızıyoruz ama sonra dudakları titreyerek “Hoşçakal Teğ-men,” diyor; her hecede kalbinden ayrı bir parça sökülüp gidiyor, ona şahit oluyoruz. Son dakika golü yemiş taraftar gibi koltuklarımıza çakılıp kalıyor, bu sefer de Hilal’le ağlıyoruz. Hilal çok özel bir karakter; Miray Daner gibi bir oyuncu canlandırdığı için çok şanslıyız. Tüm bu gelgitli dünyayı daha iyi yorumlayabilecek bir oyuncu ben bilmiyorum. Daha önceki işlerini izlemedim ama daha uzun yıllar Miray Daner’den bahsedeceğiz o kesin. Yolu hep açık olsun…
URBAN FRINGE – Ekranella