Ana sayfa Foto Galeri Ebru Yaşar, Bergüzar Korel ile yarış halinde

Ebru Yaşar, Bergüzar Korel ile yarış halinde

tarafından ker_def

ebruyasar2

“HEYECAN İLK GÜNKÜ GİBİ OLMALI”

Güncelliğinizi korumak için güzel bir ses, şarkıları güzel yorumlamak yeterli değil mi?

Elbette sizin dedikleriniz varlığımızı devam ettirebilmek için olmazsa olmaz unsurlardır. Ne var ki yeterli değildir. Kanımca güncelliğimizi korumak için ilk etmen heyecandır. Varlığımız ancak ve ancak elde edilen başarılara ve şöhrete rağmen ilk günkü heyecanın ateşinin aynı hararette olmasına bağlıdır. İlk yıllarımda çıkardığım 2 albüm 1’er milyon sattı. ‘Seni Anan Benim İçin Doğurmuş’la tüm zamanların en çok dinlenen şarkılarından birine imza attım. Mutlak başarı, 2 albümümün 1’er milyon satmış olması veya tüm zamanların en çok dinlenen şarkısını seslendirmek değildir. Mutlak başarı, öncekileri sıçrama tahtası haline getirip daha büyük başarıların peşinde koşmaktır. n Müzik sektörünün krizde olduğu telaffuz ediliyor. Gerek bu durum, gerekse müziğin makineleşmesi yeni başarıların peşinde koşmaya olanak sağlıyor mu? Ne yazık ki üretim sorunu yaşıyoruz. Her işte olduğu gibi bizim işte de inişler çıkışlar olur. Bu da doğaldır. Yüzlerce şarkıyı tekrar tekrar dinler, albümde aralarında en güzel olanına yer verirdim. En güzelini bulmak için zengin bir içerik söz konusuydu. Şimdiyse yoktan en güzelini bulmaya çabalıyorum. “Ne yapayım? Şarkılar bunlar” diyerek içime sinmeyen, her seslendirmemde heyecanlandırmayacak şarkılara albümde yer vermiyorum. En güzelini bulmak için daha çok enerji harcıyor, daha çok mesai yapıyorum. Elbette böyle olacak. Günün şartlarına sığınıp “Ne kadar ekmek o kadar köfte” girdabına girersem o 1 milyonluk satışları gerçekleştiren, o tüm zamanların en güzel şarkılarından birini seslendiren Ebru Yaşar toz olup gider.

Üretim neden azaldı?

Bu konuda birilerini veya tüm sektörü suçlamak doğru değil. Sanıyorum sorumlu olan etmen duyguların yozlaşması. Duyguların yozlaşmasının nedeni de teknolojiyi hayatımızın gerekli gereksiz her yerine adapte etmemiz ve insanlığın yok yere aceleci bir tavra bürünmesi. Bizi biz yapan, hayatımıza bir anlam kazandıran özelliklerimizi çok çabuk tüketme aptallığı içindeyiz. Arkadaşlıktan aşka kadar her konuda yaşadığımız tüketim çılgınlığı ne yazık ki duyguların yozlaşmasına neden oluyor. Sonuçta da insana ait o güzelim duygular başka bir şekle evriliyor. Ve evrilen şekil bizi mutsuz ediyor, hayatımızın anlamının zedelenmesine neden oluyor. Elbet bir gün uyanıp “Aaaa yeter” diyerek yozlaşmış duygularımızdan arınacağız. Üretim konusunda bir sorun da var. n O sorun nedir? Söz yazarları ve besteciler şarkılarının ilgi görmesi üzerine şarkıcılık yapmaya başladı. Oysa ki şarkı sözü yazmak, beste yapmak için acı çekmek, yokluk görmek gerek. Bütün güzel şarkılar aslında çekilen acıdan, görülen yokluktan çıkmaz mı?