‘ŞÖHRET ÜZERİMİZE GİYDİĞİMİZ BİR KIYAFET’
Söz yazarları ve besteciler şöhretin tadını aldığı için mi şarkıcı olmaya başladı? Şöhret dediğiniz nedir ki?
Yaptığımız mesleğin getirilerinden biri. İstesek de istemesek de şöhret üzerimize giydiğimiz bir kıyafet. Taşımasını bilirsek çok güzel bir abiye, bilmezsek ateşten gömlek olur. Daha fazla para kazanma ve şöhreti tatma adına “Ben neden olmayayım?” egosunun önderliğinde yetersizken şarkıcı olmak, şarkı sözü yazma ve beste yapma yeteneklerini toz eder. O zaman da Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olunur. Şöhret olmak ille de sürekli yazılı veya görsel medyada görüntülerinin çıkması demek değildir. Ben en güzel şarkıları bulmak için 5 yıl uğraştım. Yeteneği olduğu halde sözünü ettiğim nedenlerden dolayı artık yazamama, besteleyememe durumunda olanlardan şarkı alamadığım için bu kadar bekledim. Bunun kime faydası var? Söz yazarına, besteciye yok çünkü üretemiyor. Bana da yok. Dinleyiciye hiç yok. ‘Kazan kazan’ yerine ‘kaybet kaybet’.
“ARTIK DAHA VİCDANLIYIM”
Geçtiğimiz aylarda Yılın En İyi Fantezi Kadın Sanatçısı (2015) ikiz annesi oldunuz. Hayatınızda neler değişti?
Artık öncelik çocuklarım ve onların ihtiyaçları. Nerede olursam olayım mutlaka emzirme saatinde eve dönerim. Önceliğin çocuklarımda olmasının dışında hayatımda bir değişilik olmadı ama duygusal olarak köklü değişimler yaşadım. Artık çok daha vicdanlı bir insanım. İnsana, hayvana hatta bitkiye karşı durdurulamaz ve bana tanımlayamadığım bir mutluluk ve heyecan veren bir vicdana sahip oldum. Elbette anne olmadan önce canlılara karşı bir düşmanlığım yoktu, elbette vicdanlıydım. İnsanı, hayvanı ve bitkiyi seviyordum ama şimdi duyduğum sevgi öncekiyle kıyaslanamaz bile.