Ana sayfa Dizi Haberleri Adını Sen Koy dizisinin sezon finaline ‘aşk’ dolu bir bakış….

Adını Sen Koy dizisinin sezon finaline ‘aşk’ dolu bir bakış….

tarafından zk zk

Adını-Sen-Koy-yeni-Sezon

Zehra ise ürkek bir ceylan gibi aşık olduğu adamın gözlerini ondan, Ömer’i Ömer den saklıyor.

Ömer’inde Zehra’nın da yüreği birbirinden habersiz bir bahçeydi ve her ikisi de gün geldi birbirinden haberdar oldu ve birbirlerinin gönül bahçelerine aşk ektiler.

Şimdi o aşk filizlenmeye yeşermeye başladı. Zamanla büyüyüp kocaman köklü bir aşk ağacı olacak.

Ömer’in gözlerine bakan Zehra, Ömer’e istediğim gibi olmadı dedi. Bu sözleri söylerken Ömer’in gözlerine bakan ve beynine bir mıh gibi çakan Zehra asla o gözleri, kendisine sevgi ile bakan, aşk ile bakan o gözleri unutmak istemediğini o bakışlarında gösterdi ama Ömer bunu anlamadı nereden anlasın ki, o kendi derdine düşmüş biran önce Zehra ile konuşma derdinde.

Ömer Zehra dan lütfen diyerek oturmasını istedi.

Ömer ilk kez bu kadar mülayim ve ilk kez bu kadar kendinden emin ve sakin bir şekilde Zehra yı karşısına alıp konuşuyordu.

Çünkü vakit gelmişti, itiraf etme ve kendi yaptığı hataların, yanlışların farkına varan Ömer için bunu yapmak ne kadar zor olsa da bunu başarmış, önce kendine itiraf eden Ömer, şimdi Zehra ya itiraf edecekti. Çünkü, vakit itiraf vakti idi.

Ömer söze yanlış yapan benim diyerek başladı ve devam etti. En başından beri

Zehra ise, Ömer’i sessizce dinlerken bu sözleri işitince o günleri hatırladı ve ellerini kilitledi, tıpkı o zamanlar dilini kilitlediği konuşmadığı gibi. Korkuyor Zehra.

Ömer; bir çok kez, bir çok konu da, eğer en başında farklı bir şekilde karşılaşmış olsaydık, başka şartlar altında karşılaşsaydık, her şey çok farklı olabilirdi, canın bu kadar yanmazdı. Canını bu kadar yakmazdım. Dedi.

Can yanıyor, yaktın Ömercim hem de öyle böyle değil, gözünün içine baka baka ona inanmayarak, söylediğin sözlerinle canını fazlasıyla yaktın ve bugün bunun farkındasın pişmansın. Bundan sonra yakmazsın canını buna eminim. Başkalarının da canını yakmasına da izin vermezsin bundan da eminim.

Zehra, o kilitlediği elini açtı, hala ürkek, hala tedirgin Zehra. Ömer konuştukça kendisi de o günleri yeniden yaşasa ve üzülse de artık karşısında, onun söylediklerine inanan, ona güvenen, onu tanıyan bir Ömer var. Ve Ömer konuştukça ona yaklaştıkça, onun sesindeki pişmanlığı anlayan Zehra kendini rahata bıraktı ve sessizce sonuna kadar Ömer’i dinledi.

Ömercim önce kendine sonra da Zehra ya yaptığın bu itirafla çok yol kat ettin, yeni bir değişime yol açtın sen. Ve sen bu konuşmanda başka şartlar dedin ya, siz başka şartlar altında asla bir araya gelemeyecek ayrı dünyaların insanıydınız. İstesen de Zehra ile bir araya sen gelemezdin.

Sen bir patron, iş adamı, konaklarda yaşayan, kardeşi ve ailesi sevdikleri için çalışan, hayatına hiçbir bayanı almayan biri. Hayata ve insanlara karşı bir duvar örmüş biri.

Zehra ise, kendi halinde, anne ve babası, birde kardeşi için çalışan, kendinden önce onları düşünen, kendini asla düşünmeyen, ben nedir bilmeyen, ben diyemeyen bir Zehra. bir küçük mahallede, küçük bir evde mutlu olmaya çalışan Zehra. Senin asla uğramayacağın bir küçük mahalle hayatı.

Siz ikiniz bambaşka iki ayrı dünyanın iki insanı, bir hastane koridorunda çarpışma ile başladı ve devamı geldi. Bugünlere kadar geldiniz. O hastane olmasaydı siz belki de hiç karşılaşmayacak, hiç tanışmayacaktınız. KADER SİZİ ORADA BİR ARAYA GETİRDİ. Ötesi yok. Bitti son.