Ömer de baston kelimesini sordu Zehra ya.
Ama Ömer sen eski konaktan odanın baston yutmuş gibi sözünden biliyorsun halamız seni bir baston yutmuş birine benzetiyordu. Şimdi neden soruyorsun ki, unuttun mu paşam?
Zehra da söyledi halamızın ne dediğini, Ömer de sen ne diyorsun bu konu da diye fikrini soruyor. Bunlar eski konak konuşmalarının hepsini unutmuşlar.
Ömer Zehra ya, halamız başka neler söyledi diye sorunca,
Zehra, Cevriye hala senin çok değiştiğini söyledi dediğinde, Ömer bunu başkaları da söylüyor dedi.
Bunu söylemeleri çok normal Ömercim.
Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her yolcu, istese de, istemese de, tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur Ömercim.
Ömer; değiştim, kimsenin tanımadığı, görmediği, hatta benim bile bilmediğim bir Ömer’i sen çok derinlerden bulup çıkardın dediğin de,
Zehra; ben bir şey yapmadım dedi. Ömer de yanılıyorsun dedi. eski o ilk günlere dalıp gittiler. Nereden nereye geldiklerini artık kendileri de biliyor. Çok yol kat ettiler. Bir oyundu bu ama artık oyun olmaktan çıktı.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler. Ateş çok alevlenince dumanı çıkmaz olur. Aşk insana kendinden gelir. Öğrenilerek elde edilmez. Aşığın feryadı azalınca Aşkı artar. Aşk can tatlılığıdır. Aşk dile geldiğinde hamlık gider, olgunluk gelir. Ben gider biz gelir. Birken iki olur insan, aşk dile geldiğinde.
Yaseminde kimliğini kaybettiği için, yeni kimlik çıkartmak istediği için başvuruda bulundu.
Sistemde sorun olduğu için kimlik yerine, vukuatlı nüfus kayıt örneği aldı. Ve bu kayıtta ablası Zehra’nın evlendiğini öğrendi Yasemin. 2. Sezonda ablasına bunu sorup öğrenecek. Bu belge babasının eline geçerse Salim amca da öğrenir. Birilerinin söylemesine gerek kalmaz bu kağıt yeter öğrenmesi için.
Ömer, Zehra için güzel manzarayı görsün diye kayalıkların oraya doğru arabayı sürüyordu. Zehra da çok mutlu şehirden uzaklaşmak huzur veriyor diyor, biraz sonra başlarına geleceklerden habersiz.
Ömer yaklaşıp da, frene basınca frenin tutmadığını fark etti.
Arabanın kontrolünü zor sağlıyor, panik halinde olsa da, Zehra ya sakin ol diyor ve el frenini çektiğinde uçurumun kenarında zor dursa da uçurumun ucunda tehlikedeler ve araba giderek uçuruma doğru kayıyor.
Hayat ile Ölüm arasında ince çizgideler. Ya o uçurumdan düşecek ve birlikte ölecekler. Ya da kurtulup hayata sıkıca tutunacaklar. Şimdi o ince çizginin üzerinde birbirlerine tutunuyorlar.
Ömer, Zehra ya iyi misin? dese de, Zehra şokta cevap veremiyor. Ömer Zehra yı sakinleştirmek için onunla konuşuyor. Korkma hiçbir şey olmayacak, derin derin nefes al diyerek rahatlatmaya çalışıyor.
Araba giderek öne kayıyor. Ömer kemerlerini birlikte yavaş yavaş açmayı söylüyor ve kemerlerini yavaşça aynı anda açıyorlar. Ve Ömer kapını açacak dışarı çıkacaksın diyor.
Ömercim şokta olduğun için arabanın nerede durduğunun farkında değilsin. Ne sen, ne Zehra ön taraftan çıkamazsınız. Arabanın arkasına geçmeniz ve dengeyi bozmadan bunu yapmanız lazım. Yada yolda gelirken aşağıda bir araç vardı o sizi görüp size yardıma gelirse o şekilde kurtulabilirsiniz. Önden olmaz paşam.
Ömer, önce sen dedikçe Zehra sen inmezsen deyip inmek istemiyor. Zaten inemezsiniz de oradan imkansız.
Zehra iki eli ile Ömer’in elini sıkıca tutup ben seni bırakamam olmaz, ben seni bırakmam, sensiz inemem, bırakmam seni dedi ağlayarak.
Ömer’in hayatında bugüne kadar ilk kez biri Ömer’i bırakmayacağını söylüyor ve onu en zor zamanda terk edip gitmiyor.
Ömer, Zehra dan ısrarla inmesini söylüyor. Uçuruma bakarak eğer inmezsen öleceksin diyor. Kendisi için değil Zehra için endişeli Ömer.
Ömer, Zehra dan özür diledi ve ben seni koruyamadım dediğinde gözünden aşkın göz yaşları akıyordu sessizce. Ömer Zehra ya olan sevgisinden, aşkından, onu şuan bu şekilde kaybedecek olmaktan çok korkuyor ve kaybetmek istemiyor.
Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık, kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp. Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız. Şuan da da Ömer ve Zehra çok büyük bir olay yaşıyorlar. Bu yaşadıkları kaza onların yüreklerinden bir türlü dile dökülemeyen sözlerin dökülmesine sebep olacak.
Ömer, Zehra’nın elini sıkıca tutup, gözlerinin içine bakarak o sihirli cümleyi SENİ SEVİYORUM u söyledi. gözlerinde aşkın göz yaşı, yüreğinde var olan o büyük sevgi ile seni çok seviyorum Zehra dedi.
Zehra da buna kayıtsız kalmadı, o da yüreğindeki Ömer sevgisini ona ismi ile bu güne kadar hiç diline gelmeyen söyleyemediği o Ömer ismini gözlerine bakarak, onun da gözlerinde aşkın göz yaşı akarken usulca Ömer diyebildi.
Ömer duydu Zehra dan ismini mutlu olamıyor ölmek üzere olmak onu çok üzüyor.
BİTTİ dediğin anda, yeniden başlarmış hayat insan için. Başka yerde, başka şekilde, başka hayatlarla. Mutsuz, tedirgin ama “YENİDEN” ve bitti dediğinde durduğunu zannettiğin her şey; yeniden yepyeni güzellikler için çarpmaya devam edermiş.
Yani nefes alıyorsa insan; UMUT var demekmiş.. Umudunu yitirme; şu hayatta bir şeyin bitişi, her zaman başka bir şeyin başlamasına sebep olmuştur. Unutma Hayat Bu, Bir Bakarsın Her Şey Bir Anda Son Bulur. Hayat Bu, Son Dediğin An Her Şey Yeniden Can Bulur.
Yayında ve yapımda emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimle, bir sezon bu sahne ile bitti. Erkan ve Hazal size de çok teşekkürler. Hilal Saral’a da sizi bir araya getirdiği için ayrıca teşekkürler. Ve özel teşekkürüm Erkan Meriç’e hayatıma kattığın güzellikler için. En özel teşekkürüm ise, Dizibilgi.tv sitesine. Resul Abime ve oradaki arkadaşlarıma sayenizde hayata tutundum teşekkürler hepinize.