Ve Ömer Zehra’nın dizinin önüne diz çöktü konuşmasına devam etti. Benim yüzümden çok kötü şeyler yaşadın. Ölümle burun buruna geldin, eğer sana bir şey olsaydı kendimi asla affetmezdim dedi.
Ömer yaptıklarından ve Zehra’ya yaşattıklarından dolayı çok pişman.
Ömercim bu yaşadıklarınız olmasaydı, siz bugün bu halde olmazdınız. Çünkü; Külfetsiz Nimet, Zahmetsiz Rahmet, Bedelsiz Aşk olmaz. Her olay sizi kopmaz bir derin aşk bağı ile birbirinize bağladı. Aşk bedel ister, aşk yürek ister, aşk fedakarlık ister. Aşk canını ister, aşk sabır ister, Aşk vermek ister. İster de ister.
Siz yeterince, bedel ödediniz, fedakarlıkta bulundunuz, verdiniz. Çünkü ikinizin de kocaman bir yüreği var. O yürek sizde oldukça aşkın olması da çok doğal.
Aşk sadece üç harften oluşmaz, o üç harfin içinde dünyaları gizler, nice gizli sırları, nice aşılması zor engelleri, zorlukları, varlıkları-yoklukları, hasretleri, özlemleri, göz yaşını, en büyük sevgiyi aşkı saklar o üç harf.
Aşk sonsuz bir deryadır o derya ya giren çıkamaz.
Akıl almaz, çünkü; aşkı, akıl kelimeler ile anlatamaz.
Ömer sonunda zor olanı başarmış hem kendisine, hem de Zehra ya yaptıklarının farkında olduğunu dile getirmişti. Ömer Zehra yı kaybetmekten gerçekten çok korkuyor ve kaybetmek istemiyor. Hilmi Yılmaz dan korkmana gerek yok dedi ve ayağa kalktı.
Zehra da ben yalnızca kendim için korkmuyorum derken, Ömer; anlamadım, nasıl yani? der gibi baktı. Zehra; o seninle de uğraşıyor deyince, yüzünde bir tebessüm kendisini düşünen bir Zehra olduğunu görünce Ömer, Hilmi Yılmaz tutuklandı dedi.
Zehra’nın yanına giden ve gözlerinin içine bakan Ömer, artık sana kimse zarar veremeyecek, sana kimsenin zarar vermesine izin vermeyeceğim dedi.
Ne güzel sevdiği insanı sahipleniyor, koruyor, himayesi altına alıyor Ömer. Ne şanslısın Zehra, seni seven, sana aşk ile sevgi ile bakan bir eşin var.
Biliyorum dediğinde Zehra, gözlerinin içine bakıyordu aşkını dile getiriyordu Ömer’e sessizce Zehra.