Berk Cankat, 9 Mayıs 1984 tarihinde Ankara’da doğmuştur. Türk dizi, sinema, tiyatro oyuncusu ve grafiker.
Adı: Berk Cankat
Doğum Tarihi: 9 Mayıs 1984
Doğum Yeri: Ankara
Boyu: 1.85 m.
Kilosu: 74 kilo
Burcu: Boğa
Göz Rengi: Kahverengi
Saç Rengi: Koyu Kahverengi
Instagram: https://www.instagram.com/berkcankat/
Evcil Hayvanları: Kedisi var.
Ailesi: Ankara’da doğdu büyüdü, aslen Çerkes kökenli. Mimar olan ve müteahhitlik yapan babasının mesleği sebebiyle çocukluğu Ankara, Eskişehir ve Hatay gibi şehirlerde geçti.
Çocukluk yılları: Çocukken oyunculuk hayali kurmuyordu. Küçüklüğünden itibaren çizim yapıyor ve grafiker olmayı istiyordu. “Ortaokuldayken amatör bir tiyatro grubundaydım, ama hiç oyuncu olayım diye düşünmedim. Ben grafik okumayı çok istiyordum öyle de oldu. Küçüklüğümden beri çizim yapıyorum.”
Eğitim hayatı: İlkokul’u Hatay’da, ortaokul ve lise’yi ise Ankara’da okudu. Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü’nden mezun oldu. Akademi 35 Buçuk Sanat Evi’nde oyunculuk eğitimi aldı ve profesyonel olarak tiyatro hayatına başladı.
Oyunculuk kariyeri nasıl başladı? Üniversiteden mezun olduktan sonra çok yakın arkadaşı ile birlikte grafikerlik yapmak için İstanbul’a geldi. İstanbul’a geldikten sonra oyuncu olmaya karar verdi. “Babam mimar, bu yüzden çocukluğumda epey gezmek zorunda kaldım. Ankara’dan İstanbul’a geliş üniversite ile oldu. Burada okulu bitirdikten sonra 8 ay kadar çalıştım. Daha sonra tiyatro eğitimi aldım. Daha sonra, ‘Sana Bir Sır Vereceğim’den bir teklif geldi ‘böyle bir rol var, ister misin’ diye, böylece oyunculuğa ilk adımımı attım. Açıkçası benim biraz kendimi kırmam gerekti. Diziye başlangıcım beni zorladı çünkü başlamış bir diziye sonradan dahil oldum. Ben zaten biraz kapalı bir insanımdır, insanları tam tanımadan hızlıca kaynaşamam. Benim ısınma dönemimle alakalı bir dönemdi. Kariyerimin dönüm noktası ise, iki bölüm konuk olarak yer aldığım, ‘Medcezir dizisidir’.”
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına ‘Sana Bir Sır Vereceğim’ dizisinde canlandıracağı ‘Savaş’ karakteriyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Güzel Köylü’ dizisinde canlandırdığı ‘Cemal’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişisel gelişim: Oyunculuğunu geliştirmek için sürekli çalışıyor. “Gelişim açısından set başlı başına bir yere kadar yardımcı olabilir. Bir noktadan sonra yerinizde saymaya başlarsınız. Pratik açısından çok yardımcı bir yer set elbette. Sadece oyunculuk adına değil, hayatın her alanı adına kendimi geliştirmek için izliyorum bolca, okuyorum, insanları dinliyorum, aklımı ve bedenimi her daim açık tutuyorum, deniyorum, deneyimliyorum, istemekten vazgeçmiyorum, çok takıyorum, çok önemsiyorum ve çok çalışıyorum.”
Sosyal: Kendine ayırdığı vakitlerde genellikle huzurlu ve yalnız zaman geçirmeyi seviyor. “İşim olsun olmasın sabah çok erken kalkmayı seviyorum, hemen evden çıkar trafik ve insan kalabalığı başlamadan dışarıda kahvemi içer, müziğimi dinlerim her sabah. Sonra spor. Sonrasında da işim yoksa yakın arkadaşlarımla yemek ve sohbet. Genellikle evimin civarında, sakin bir hayat geçiriyorum diyebilirim.”
Düşünce yapısı: Yaşı ilerledikçe, mutlu olmaya bakıyor. Önceden daha hırslı biriyken, şimdi daha dingin, anın tadını çıkaran biri. “Şu an bu işte çok eğleniyorum ve elimden geldiğince ilerisini düşünmemeye çalışıyorum. Ayrıca elimden gelenin en iyisini yaparken keyfime bakıyorum. Beni mutlu ediyor bu. Zaten ne kadar düşünürsek düşünelim büyüklerimizin ve de annemin bana hep dediği gibi; ‘Su akar yolunu bulur.’”
Mutluluk kaynağı: Hayranlarının ilgisinden mutluluk duyuyor. “İnsanların sevgisi çok keyif verici. Tanındıktan sonra, değişen pek bir şey olmadı hayatım aynı. Sadece insanlar görünce tanıyor. Gençlik dizisinde oynamak çok fazla genç hayran kazandırıyor. Beni buraya kadar getiren de onlar, hakları ödenmez.”
Hayran olduğu kişi: Brad Pitt hayranı. “Brad Pit ile tanışmayı çok isterim. Hayao Miyazaki’nin de dünyasına ve hayat bakış açısına gıpta ediyorum gerçekten. Oscar kazanmış ama umurunda değil. Yıllardır aynı ofiste çalışıyor. Masasına oturup çiçeğini suluyor ve sonra kafasını gömüp kendi dünyasında kayboluyor. Doğaya aşık ve onu muazzam bir görsel dille ifade ediyor. Çok naif bir adam. Hayranım gerçekten ona.”
Hayata bakışı: Hayat felsefesi; Ne yaşatırsan onu yaşarsın. “Kelimesi kelimesine bu değil belki ama ailemden aldığım öğütlerin temelinde hep bu vardı ve ben de buna çok inanırım. Mutsuz hissettiğim zamanlarda Uzun uzun oturup etrafı izlerim, kendimle kalır düşünürüm. Müzik dinlerim. Ailemi ararım. Dostumla dertleşirim. Yürürüm ve nefes alırım. Sonra derim ki ‘Yürüyebiliyor ve nefes alabiliyorsun, kötü zamanında koşarak yanına gelen insanlar var hayatında. Peki sen neden mutsuzdun?’ O anda hatırlarım, bunlar en değerli şeyler ve mutsuz olmam için bir neden yok.”
İş hayatına bakışı: İş hayatında da vefaya çok önem veriyor. “Vefaya çok önem veririm. İşini iyi ve severek yapan insanlara da çok saygı duyarım ve böyle insanlarla birlikte çalışabilmenin değerini bilirim. Etrafımda böyle insanlar oldukça ben de işimi daha iyi yaptığıma inanıyorum. Güvenme, sırtını yaslayabilme meselesi. Onlar için elimden ne geliyorsa seve seve yaparım.”
Kariyer planı: Rol ayrımı yapmıyor, iyi yazılmış, onu zorlayacak her rolü heyecanla denemek istiyor. Sınırlarını zorlayan rolleri seviyor. “Hani denir ya ‘biz planlar yaparken başımıza gelendir yaşam’, çok doğru bir söz. Hayatın beni nereye sürükleyeceğini bilemem. Şu an burada olacağımı hiç düşünemezdim. Tabii ki herkeste olduğu gibi gönlümde güzel bir sinema filmi var. Festival filmlerinde oynamayı çok istiyorum. Sabırla bekliyorum, o festival filmi gelene kadar da beklemeye devam edeceğim. Eğer bir filmde rol alacaksam güvendiğim, hayran olduğum bir yönetmen ve çok içime sinen, beni çok heyecanlandıran bir senaryo olmalı. Sinema benim için çok özel. Ticari bir alan değil. O yüzden gönlümden geçen gibi bir iş gelene kadar da bekleyeceğim.”
Gelecek Hayali: İllüstrasyona ilgi duyuyor, gelecekte de bu konuyla ilgili yapmak istedikleri var. “Çok geniş bir alan, küçükken oyun oynarken kayboluyorduk ya, saatler geçse de anlamazdık. İllüstrasyon yaparken de benim için aynı durum geçerli. Odaklanıp bu dünyadan kopmayı çok seviyorum. Herhalde başka türlü de yaşayamayız zaten. Kardeşimin de dahil olduğu projelerim var hala. O da bilgisayar mühendisi. Motivasyonumu bu şekilde sağlıyorum, tek bir şeye takılıp kalmıyorum. Yaratmayı seviyorum. Fotoğraf çekiyorum, yemek yapıyorum. Mutlu ediyor beni böyle şeyler. Ayrıca, ufaktan sahneler, öyküler yazmaya başladım. Yakın gelecekte bir kısa film yönetmeyi düşünüyorum. Altan Hoca’yla (Dönmez) da konuşuyoruz; bu konuda bana önerileri oluyor.”
Formunu nasıl koruyor? Yemek yemeyi seviyor, yediklerine dikkat etmeye çalışıyor. “Yemeğe düşkün bir yapım var. Her zaman dikkat edemiyorum tabii ki, zaman zaman ucu kaçıyor ama genelde dikkat etmeye çalışıyorum. Çalışmadığım dönemlerde daha yoğun, çalıştığım dönemlerde de ancak vakit bulduğumda spor yapıyorum.”
Hobisi: Yanında her daim defteri, kalemi ve fotoğraf lensleri bulunur. Bazen 5 dakika, bazen 1 saat ne kadar vakti varsa; aklındakileri mutlaka kağıda döküyor. “Çizmek, yeni fikirler üretmek, fotoğraf çekmek; bunlar hayatımın bir parçası ve beni ben yapan özelliklerimden.”
Kimlere hayranlık duyar? “O kadar çok beğenerek izlediğim insan var ki saymak çok zor. Medcezir’de Ayşenil abla ile oynamıştık, Ayşenil Şamlıoğlu. O çok özeldi benim için. Çok mutlu olmuştum onunla oynadığıma.”
Hangi filmden etkilendi? Hayranı olduğu Brad Pitt’in hiçbir işini kaçırmıyor. “Joaquin Phoenix’e de bayılıyorum. Joker’i oynadığında o imajını gördüğümde resmen elim ayağım titredi. Tom Hardy’nin rol aldığı işleri de izlerim. Son bir iki senedir dizi anlamında herhangi bir şeye yoğunlaşamıyorum. Belli bir zaman dilimine yığıyor ve o zaman izliyorum ya da okumadığım kitapları okuyorum. En sevdiğim diziler bitti. How I Met Your Mother’ı defalarca izlemişimdir; bir ara onu izleyerek uyurdum. Two and a Half Men’i de çok severdim. Tabii Charlie Sheen gidince benim için o da bitti. Game of Thrones’ da izledim. O zaten olmazsa olmaz durumunda. Kardeşim bu arada neredeyse her işi takip eder. Bana da sürekli öneride bulunuyor ama izlemediğimde fırça yiyorum ondan.
Hangi kitaptan etkilendi: Tarık Akan’ın ‘Anne Kafamda Bit Var’ adlı romanından etkilendi. “Lisedeyken okumuştum; çok acayip bir hisle bırakmıştı beni.”
Ev ne yapar? Evde olduğu zamanlarda kitap okur, film izler, bilgisayar oyunları ile ilgilenir, bazen de illüstrasyon yapar. “ İmza yemeğim yok ama ağırlıklı olarak tatlı yaparım. Bir ara cheesecake’e merak sarmıştım, çikolatalı tatlıları da severim.”
Neye para harcar? Alışveriş yapmayı hiç sevmiyor. “Hiç bana göre değil alışveriş, çok bunalırım. Aksesuar olarak vazgeçemediğim bir şey, yok ama saat ve şapka takmayı severim.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2013- Sana Bir Sır Vereceğim / Savaş Yapıcı
2014 – Medcezir / Cem
2014- Güzel Köylü / Cemal Alkan
2015/2016- Muhteşem Yüzyıl: Kösem/ Alex – İskender
2017 – Yıldızlar Şahidim / Aras
2018- Gülizar / Murat
2018 – Bir Deli Rüzgâr / Uğur
TİYATRO OYUNLARI
1999 – Ay Işığında Şamata
2011 – Martı
2011- Barut Fıçısı
2012- Merhaba Efendim
ÖDÜLLERİ
2015 – ELLE Style Awards / Yılın Erkek Oyuncusu / Güzel Köylü