Ana sayfa Oyuncu Biyografileri Emre Kınay Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

Emre Kınay Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

tarafından ker_def

Emre Kınay, 5 Mart 1970 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.

Adı: Emre Kınay
Doğum Tarihi: 5 Mart 1970
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.81 m.
Kilosu:  76 kilo
Burcu: Balık
Göz Rengi: Kahverengi
Annesi: Remziye Kınay
Babası: Feridun Kınay
Çocuğu: Duru Kınay
Kardeşleri: 4 kardeşi var.
Instagram: https://www.instagram.com/emrekinay/

Emre Kınay Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi 9

Ailesi: Küçükçekmece’de bir mahallede büyüdü. Annesi ve babası tiyatrocuydu. 4 kardeşi var. Kardeşlerinden bir tanesi müzisyen Erdem Kınay.  Emine Ün ile evliliğinden bir kız çocuğu var. “Hâlâ ailemin büyük çoğunluğu Küçükçekmece’de oturuyor. İş güç olmasa yine orada yaşamak isterdim. Sokakta oynayarak büyüdük. Şimdi kızım da benim gibi bakkalı, kasabı tanır. Büyük marketlerden alışveriş yapmayı sevmeyiz.”

Çocukluk yılları: Çocukken oyuncu olmak gibi bir hayali yoktu. Hukuk okumak istiyordu. “Avukat ya da savcılık hayalim vardı. Tiyatrocu bir anne ve babanın beşinci çocuğu olarak, öncesinde ağabeyim ve ablamda böyle bir durum yok. Ben hep ilgiliydim tiyatro ve sinemayla. Sinema yönetmenliği istiyordum başlangıçta edebiyat ve felsefe öğretmenimin etkisiyle tiyatro daha ağırlıklı olmaya başladı lise zamanında. Sonrasında konservatuara girdim kazanamadım, girdim kazanamadım artık askere gidecekken bir daha gireyim sonra askere gideyim dediğim zaman girdim kazandım ondan sonra da hayat böyle devam etti.”

Eğitim hayatı: 1995 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu.

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, ‘Yüzleşme’ dizisiyle başladı.

Hangi proje ile parladı? ‘Yılan Hikayesi dizisinde canlandırdığı ‘Erkan Ağa’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Kişilik özellikleri: Azimli, kararlı, ani kararlar alıp uygular, inatçı. “Çok mütevazı olduğum söylenemez. Mütevazı değilim lanetim hatta. Olmazsa olmazlarım var kendimle ilgili konularda. Üzerimde şöhret etiketi taşımadığım, taşmayacağım için belki dışardan mütevazi görünüyor olabilirim. Herkes gibi işimi yapıyorum. Televizyonda geçici hikâyeler anlatıyorum, tiyatroda daha sağlam hikâyeler anlatıyorum. Başka hikâyeleri sinemada anlatıyorum. Her insan gibiyim. Bütün temel duygularım bütün insanların temel duygularıyla aynı. Bu duygular benim işim. Ukalalık da değil öylede algılansın istemem. Kendi halinde sadece bu işi yapmaktan çok mutlu oluyorum. İnsanlar gelip salonu dolduruyorsa o zaman mutlu oluyorum. Doğru yoldayız diye.”

Düşünce yapısı: Televizyondan gelen şöhretin tamamının yalancı olduğunu düşünüyor. “Bir Picasso olmazsınız televizyondan gelen şöhretle. Rembrand olmazsınız. O hafta reytingi vardır dizi yayından kalktıktan üç ay sonra kimse sizi hatırlamaz. Sanat gibi bir şey değil. O yüzden sanat değil zaten. Zamana dayanıklılık parametresi yoktur televizyonun sinema gibi değildir. Tiyatro gibi değildir. Film çekersiniz kalır, tiyatro eseri yazarsınız bin yıllara kalır. Ama televizyonda o hafta pazartesi, salı için yaparsınız o hafta pazartesi başka bölüm yayınlandığı için o bölümde yaptığınız bütün aksiyonlar, bütün devinimler tamamen geçen haftada kalır. Total de sadece rol adınızı bilirler. Bir dönem geçince rol adınızı da unuturlar. Bir süre sonra sizin adınızı da unuturlar. Seyirci unutmasa da olmaz. Seyrettiğini unutacak ki yenisine yer açsın.”

İlk sinema filmi: Ömer Vargı/ İnşaat

Aşka bakışı: “Çok aşık oldum. Hatta bir haftada 11 kilo verecek kadar! Ama yaş ilerledikçe aşık olmak da güçleşiyor. Yeniden öyle aşık olmayı çok isterim. Bir gün olur inşallah. Ben o ruh hastalığına varan kimya değişikliğini seviyorum aslında. Aşık olduğumun ertesi günü de herkese ilan ederim. Gizli saklım yoktur.  Yaş ilerledikçe daha temkinli oluyorsun. Benim bir çocuğum var, yaşadığım ilişkinin onun hayatını etkilememesi gerekiyor. Benim aşkım kızım. Onun doğru düzgün bir insan olması için elimden gelen çabayı gösteriyorum. Evlenecek ve evlenilecek bir adam değilim. Şu anda durum bu.”

Emre Kınay Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi 10

Hayata bakışı: “Özel hayatım yok. Sadece kızımla ilgileniyorum. Onun dışında hep sahne ve çekimler. 50 yaşındayım artık ve kendime biçtiğim bir emeklilik yaşı var. Onu bekliyorum. Emekli olurken de istiyorum ki aşağıdan sağlam gelsinler. Ama maalesef gençler aşağıdan sağlam gelmiyor. Artık iyi oyuncu yetişmiyor. Gençler kendilerini geliştirmiyor, üstelik egoları çok şişik ve şişiriliyor. Kazandıkları paraları hep kazanacaklarını, sokakta ilgiden yürüyemeyeceklerini zannediyorlar ama yanılıyorlar. Çünkü hayat öyle değil. Bu gerçekle yüzleşince de depresyona giriyorlar. Mütevazı davranamayacağım. Benim jenerasyonum gibi sürdürülebilir bir asgari azim ve sevdaya sahip olmaları gerekiyor.”

Nasıl bir baba? Kızını, ahlakı belden aşağı olarak algılamayan, ruhu ahlaklı, bir lira çalmakla bir milyon çalmanın aynı şey olduğunu kavrayan bir çocuk olarak yetiştirmeye çalışıyor. “Ülke, Duru’nun doğduğu günden daha kötü durumda. Fakat umudu kaybederseniz hayatı kaybedersiniz. Duru, benim gibi çok sanatla ilgili değil. Resim, heykel ve müziği seviyor ama eğilimi yok. Bir ara ‘Oyuncu olayım mı?’ diye konuştu ama herhangi bir girişimde bulunmadı. Zaten şimdiki genç kuşak oyuncular gibi olacaksa bu işe bulaştırmam.”

İş hayatına bakışı: Eğitimi, oyunculuğun olmazsa olmazı olarak görüyor.  “Yetenek performansınızın üzerinde etkili bir durum değil. Çok yetenekli olabilirsiniz ama sahne üzerindeki bir performansa iki buçuk saat boyunca o yeteneğiniz yetmez. Bu sektörde üç-dört kişi dışında ballar kaymaklar içinde yaşamıyoruz. Ben 20 yıldır kazandığım paraları hesaplıyorum. Aya böldüğümde bir genel müdür maaşına denk geliyor. Ayrıca benim oyuncu olarak bir sosyal güvencem de yok. İnsanlarda oyuncular çok kazanıyor gibi bir algı var ama hesap ortada. Benim de kasabım var, manavım var. Sırça köşklerde yaşamıyoruz, apartman dairelerinde yaşıyoruz. Zaten ben insanlardan koparsam nasıl onlardan birini oynayabilirim? Aktörün yaptığı iş hayatın kesitini çıkarmaktır. Aktör cinsiyetsizdir. Köpeği de canlandırabilirsiniz, eşcinseli de canlandırabilirsiniz, 30 yaşındayken 60 yaşındaki birini de canlandırabilirsiniz. Eğitimi bir okul diploması gibi düşünmezsek, bir okuldan alınacak diploma gibi düşünmezsek eğer, eğitim mutlak ve mutlak zorunlu. Sanat zaten kendi başına bir disiplin. O disipline uymanın da mutlak olmazsa olmaz kuralları var. O yüzden zorunlu.”

Tiyatro mu? Televizyon mu? Kendini hangisinde daha iyi ifade edebileceği projeler gelirse onda karar kılıyor. “Yani televizyonda iyi hissedeceğim şeyleri yapmaya çalışıyorum tiyatroda da. Tiyatroda daha zorunu seçiyorum. Daha zorlayacak şeyler seçiyorum. Televizyonda üretim ilişkisi arasında kar amaçlı, kar merkezli bir şey olduğu için orda seçiciliğimi üst düzeyde tutmuyorum. Tiyatroda para kazanamadığım için çok net bunda sakınca yok söylememde o tamamen bari istediğimiz hikâyeleri televizyonda kimi sebeplerle anlatamayacağımız hikâyeleri burada anlatmayı seçiyoruz.”

Kariyer planı: Hayatının sonuna kadar oyunculuk yapmak istiyor. En kısa zamanda bir sinema filminde rol almak da planları arasında. “Oyunculuğu bırakmak gibi bir düşüncem hiç olmadı, kendi filmimi çekeceğim daha. Yönetmenlik de yapmak istiyorum. Artık her şeyi yapabilirim, o donanıma sahibim.”

Kaygıları: Ülkemizde sokakta, siyasette, sanatta, magazinde her yerde gergin bir dilin hakim olmasından kaygı duyuyor. “Ahilik, sufilik bu topraklardan çıktı. Mevlânâ bu toprakların insanı. Bu gerginlik neden? Acı ama ‘Tiyatro ülkeye ne katıyor ki?’ diyenler de çok. Böyle düşünenler yüzünden gelişemiyoruz. Yıllar önce bir usta evimize ahşap parke döşüyordu. Bana ne iş yaptığımı sordu. ‘Tiyatrocuyum’ dedim. Küçümsedi. ‘Amaaan tiyatro ne işe yarar ki. İyi bir meslek seç’ dedi. Parke döşemesi bittiğinde ortaya berbat, estetikten yoksun bir iş çıktı. Ustayı çağırdım ve ‘Hayatında biraz sanatla ilgilenseydin, birkaç tiyatroya gitseydin, birkaç resim tablosuna baksaydın, bu parkeleri bu kadar yamru yumru döşemezdin’ dedim. Sürekli şiddetten, terörden, silahlanmadan bahsediyoruz ve bunları çocukların gözü önünde konuşuyoruz. Sanat hiçbir işe yaramasa başkasını ve kendi gibi olmayanı sevmeyi öğretir. ‘Sanatsız kalan milletin can damarlarından biri kopmuştur’ diyen bir liderin kurduğu ülke böyle olmamalıydı! Sanat, insanın insanca yaşayacağı alanları yaratır size. Çünkü sanat seven müteahhit kötü görünen bina yapmaz, yapacak olsa rahatsız olur. Estetik duygusu buna müsaade etmez.”

Emre Kınay Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi 11

TELEVİZYON DİZİLERİ

2020- Bir Annenin Günahı

2020- Kırmızı Oda / Ahmet (Konuk Oyuncu)

2019- Sevgili Geçmiş / Cemal Karalar

2019- Vurgun / Vedat

2017- Sevda’nın Bahçesi / Levent

2017- Kara Yazı/ Halil Uluçınar

2015/2016-Güneşin Kızları /Haluk Mertoğlu

2014/2015- Ulan İstanbul / Firuz/Ahmet Yılmaz

2014- Sil Baştan / Yiğit Şen

2013/2014- Güneşi Beklerken / Cihan Güzel

2012- Ustura Kemal / Komutan Bennet

2011- Evvel Zaman Hikayesi

2010- Dürüye’nin Güğümleri /Zühtü Gülbayır

2009- Aile Reisi    / Nazım

2009- Ah Kalbim /Atilla

2006/2008- İki Aile / Oğuz Karaman

2008- Karamel/ Yusuf

2006- Kamyon

2005- Seni Çok Özledim / Kenan

2005- Sen misin Değil misin? / Orhan-Burhan-Ferhan

2005- Ölümüne Sevdalar/ Murat Kaptan

2004- İstanbul Şahidimdir / Aslan Fırat

2003- Baba /Yıldırım

2003- Esir Şehrin İnsanları / Kamil Bey

2002- Berivan / Ferhat

2001- 2002/ Yeditepe İstanbul / Yusuf

1999- Yüzleşme / Kadir

1999- Baba/ Yıldırım

1999/2002- Yılan Hikayesi / Erkan

SİNEMA FİLMLERİ

2017- Yol Arkadaşım /Fevzi

2014- On Yılda Bir: İnşaat 2 / Ali

2014-  Karınca Kapanı/ Boks Antrenörü

2009- Güneşi Gördüm / Musto

2006- Dün Gece Bir Rüya Gördüm / Deniz

2005-  Kurtlar İmparatorluğu / Le policier

2004- Okul /  Mr. Kemal

2003- İnşaat / Ali

TİYATRO OYUNLARI

2020- Yüzleşme / Dramaturg / Yönetmen

2018- Yüzleşme / Oyuncu / Yönetmen

2016- İki Bekar / Jack / Yönetmen

2015- Nihayet Bitti / Oyuncu / Yönetmen

2013- Nafile Dünya / Ali Cemal / Yönetmen

2013- Tatlı Çarşamba / Yönetmen

2013- El-Bohem “Fikret Mualla” / Yönetmen

2010- Sondan Sonra / Mark / Yönetmen

2008- Şah Mat / Sanat Yönetmeni

2007- Bir Mutfak Masalı: Kerstin Specht / Bakırköy Belediye Tiyatroları

2005- Kara Sohbet / Textor Textel

2005- Sınır: Muzaffer İzgü / Bakırköy Belediye Tiyatroları

2005- Lütfen Kızımla Evlenir misiniz: Muzaffer İzgü / Bakırköy Belediye Tiyatroları

2002- İkinci Caddenin Mahkumu: Neil Simon / Bakırköy Belediye Tiyatroları

1999-  Rumuz Goncagül: Oktay Arayıcı / Bakırköy Belediye Tiyatroları

1999- Bir Cinayet Söylencesi: Melih Cevdet Anday / Bakırköy Belediye

1998-  Kuzguncuklu Fazilet: Yılmaz Karakoyunlu / Bakırköy Belediye Tiyatroları

1998- Bozuk Düzen: Dinçer Sümer – Bakırköy Belediye Tiyatroları

1996- Simyacı / Oğlan

1991- Fırtına / Cin/Yerli

Aşk Her Yerde / Leonard Loftus / Yönetmen

1993- Barış: Aristopfanes / Bakırköy Belediye Tiyatroları

Sofokles’in Antigone’si: Bertolt Brecht – Bakırköy Belediye Tiyatroları

1991- Fırtına: William Shakespeare / İstanbul Devlet Tiyatrosu

ÖDÜLLERİ      

2010-  Lions Tiyatro Ödülleri/ / En İyi Erkek Oyuncu/ Sondan Sonra

2006- 20. Afife Tiyatro Ödülleri/ Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu/ Kara Sohbet

2004- 23. İstanbul Film Festivali/ En İyi Erkek Oyuncu/ İnşaat