Ana sayfa Foto Galeri Adı Efsane dizisinin güzeli Almila Ada, çok endişeli!

Adı Efsane dizisinin güzeli Almila Ada, çok endişeli!

tarafından ker_def

almila-ada2

● Adı Efsane öncesinde yaşınla ters orantılı oldukça uzun bir öğrenim yolculuğun oldu bildiğim kadarıyla. Ben okurken bir süre sonra ipin ucunu kaçırdım; o nedenle direkt birinci ağızdan dinleyelim.
(Gülüyor.) Evet, galiba biraz uzun, daha doğrusu çok parçalı bir öğrenim hayatım oldu. 2.5 yaşında baleye başladım. Annemin Rusya’ya tayini çıkmıştı ataşe olarak. Malum söz konusu Rusya olunca sanatın bir dalıyla neredeyse kundaktayken ilgilenmeye başlıyorsunuz. Beni de verdikleri kreşte bir sınav yapılıyordu; çocuğun ilgisini hangi sanat dalı çekiyorsa aileni bu konuda bilgilendirip onun eğitimini almaya teşvik ediyorlardı. Benim için de baleyi önermişler. Annem de bale gösterilerini büyük bir hayranlıkla izlerdi ancak hiç denemedi. Benim baleye başlamamla o da bir hayalini gerçekleştirmiş oldu. İstanbul’a geri döndüğümüzde yarı zamanlı konservatuara kaydoldum. Hem baleye devam ettim hem de piyano dersi aldım. Tam zamanlı konservatuara geçeceğim zaman annemler, “Piyanodan devam et. Bale kariyer açısından çok uzun ömürlü değil. Allah korusun sakatlık olursa hem eğitimin hem de geleceğin yanar.” telkininde bulundular. Fakat bir kere kanıma girdikten sonra tabii ki baleden devam ettim. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi’nde hem ortaokul hem de liseyi okudum. Gözümü neredeyse Rusya’da açtığım için küçüklüğümden beri hep yurt dışında eğitim almak istedim. Tek başıma yaşayabileceğim yaşa gelmek için de üniversiteyi bekledim. O dönem en büyük hedefim de Londra’da okumaktı. İngiltere’de şöyle bir sistem var; önce DVD yolluyorsunuz, sonra belirli kişileri çağırıyorlar ve sınav yapılıyor. Seçilirsen tekrar sınava giriyorsun.

● Sen de o altın bileti yeteneğinle kazandın.
Kesinlikle! Ve işin beni gururlandıran ve de duygulandıran yanı Kraliyet Akademisi’ne bağlı Tring Park School of Performing Arts, Royal Academy of Dance, tarihinde ender sayıda Türk öğrenciyi çatısının altında bulundurmuş. Hatta son senelerde hiç Türk öğrenci olmamış. Ben okula başladığımda 15-16 yaşındaydım. O dönem sınavlar kışın oluyordu. Ben de okulu kazandıktan sonra Türkiye’ye geri dönüp lise sonu okudum. Yazın ise workshop’a gittim Londra’ya. Üç yıl da yine Londra’daki United Kingdom Alliance of Prof. Teachers of Dancing’de eğitim aldım. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde kurslara katıldım. Hem hayalimin peşinden giderken hem de ailemden ne kadar süre uzak yaşayabileceğimi gördüm. Derken okul başladı, orada üniversite eğitimi üç yıl sürüyor ve sana kariyer planı yapıyorlar. Bale de malum Avrupa’da oldukça yaygın. Bu nedenle hem iş bulmanız oldukça güç hem de rekabet gerçekten çok çetin. Ben de ikinci seçenek olarak piyanoya devam ettim ama boş durmayıp modern dans, müzikal tiyatro, resim ve moda alanlarında eğitim aldım.