Hani istemiyordun yüzüğü? hani takamazdın sen onu Zehra? onu senin parmağına ilk Ömer takmalıydı. Ama sen ondan önce davrandın tek taşını kendin taktın. Tek taşımı kendim alırım, tek taşımı kendim takarım mı oldu bu? Biraz öyle oldu ? neyse hoş görelim aşıksın ya Ömer’e ve ilk aşkını yaşıyorsun ya onunla ondan.
Yüzük parmağa takıldı, çok güzelmiş diye hayran hayran bakıldı ve Ömer’e yakalanıldı. El saklanıldı yastığın altına.
Ömer bir şey mi oldu? Zehra; su alacaktım da sen o tarafa geçiyorsan getirir misin dedi ve Ömer suyu getirdi, verdi suyu içinden de keşke yüzüğü vermekte bu kadar kolay olsa, cesaret vermiyorsun, sadece küçük bir işaret görsem dedi.
Su verenlerin çok olsun yakışıklı paşam, su gibi aziz olasın inşallah. Merak etme yüzüğü vermekte o suyu vermek gibi kolay olacak sen ilk adımı at gerisi gelir. Önemli olan ilk adım da, senin vermene gerek kalmadı ki, Zehra çoktan yüzüğü taktı bile parmağına. Sen görmüyorsun o kadar ?
Zehra sabah erkenden uyanmış, Ömer uyuyor, saçına toka takmış, Ömer’in aldığı tokayı taksaydın, çekmecedeki yüzüğü aldı ve odadan çıktı.
Havuz başında olan aile bireylerinin yanına gitti Cevriye hala dünden beri ölüyoruz yüzük diye görelim dedi. herkes baktı. Halamız takmak istedi taktı, bende çok korktum havuza düşecek diye.
Aman Allah korusun havuza düşseydi Zehra bakmak için eğilse ve o da havuza düşseydi Ömer uykusundan çığlık seslerine uyanırdı. Koşar gelir bakar ki Zehra havuzda hemen atlar çıkarırdı sevdiceğini. Ona bir şey olacak korkusunu da yaşardı bir kere daha Allah dan olmadı böyle bir şey. Ömer şu sevdiceğine yüzme öğretsene paşam.
Ömer uyandı, aynanın karşısında bu defa hata yapmak yok, bana ufacık bir işaret versen, dedi.